28 Eylül 2011 Çarşamba

Babis gitti - 9/28/2011

Babisimizi bugun Los Angeles'a ugurladik. Cekirdek aile harika bir tatil yapti. Babis oglusu ile cok keyifli zamanlar gecirdi. Bolbol oynadi. Oglusu ile hergun iki kere yuzdu Akdeniz'de. Babis cok guzel dinlendi. Ondan ayrilmak bize, bizden ayrilmak da ona cok zor geldi. Sampiyon ile babasi 16 Kasim'da bulusmak uzere artik gunleri saymaya basladilar. Simdiden cook ozledik biz babisi.















27 Eylül 2011 Salı

Babis ile oyunlar - 9/27/2011




Veeeee babisi tus ettim!!!!!

Sampiyon #2 - Emre Ata geldiii - 9/27/2011

Sevgili dostlarimiz Sebnem ve Gurkan Demir ciftinin tatli ogluslari Emre Ata 27 Eylul 2011'de dunyaya geldi. Bora ile aralari tam tamina dokuz ay. Umuyoruz ki ileride Bora ile cok iyi arkadas olacaklar. Sebos ve Gurkan cok mutlu ve keyifliler. Umariz saglikla ve mutlulukla buyuturler ogluslarini. Artik tum ekip olarak artik uc haftasi kalan Sampiyon #3'un dogumuna odaklandik :)


23 Eylül 2011 Cuma

Iskelede yuruyus - 9/23/2011

Sampiyon Turkiye'ye gelir gelmez solugu Akdeniz sahillerinde aldi. Eeee babasi ve annesi omurlerini gecirdiler bu sahillerde. Dolayisyla oglus da cok sevdi Akdeniz'i. Kalitimsal olsa gerek :) Akdeniz bir baskadir ne de olsa. Simsicak turkuaz rengi piril piril sulari annesinin ve babasinin heep burnunda tuter. Hele hele bir de bu deniz yemyesil cam ormanlari ile kucaklasiyorsa bambaska olur deniz keyfi. Iste boyle bir yer Datca'nin Aktur koyu. Asagidaki videoda Aktur koyunun enfes manzarisi esliginde Musti Dedesinin yardimlari ile oglusun yurume gayretlerini goreceksiniz. Artik cook az kaldi. Kendisi de cok sabirsiz zaten. Biran once ayaga kalkacak gibime geliyor :)

Musti dede ve babanne ile tatilimizi detayli olarak baska bir postta anlatacagim. Simdilik bu video ile idare edelim :)

 

22 Eylül 2011 Perşembe

Sampiyon Can Yucel'in evinde - 9/22/2011

Sampiyon ile bugun Eski Datca koyune gittik. Can Yucel'e ev sahiligi yapan Eski Datca'da tas evlerin iki tarafini susledigi tas sokaklarda yuruduk. Can Yucel'in evini ziyaret ettik. Hergun oturup koyluler ile sohbet ettigi ve siirlerini yazdigi kahvede oturduk. Cok keyifli bir gun oldu. Bu vesile ile Can Yucel'in cok sevdigim dizelerini de burada oglusa kucuk bir hayat dersi olmasi bakimindan yaziyorum...

En uzak mesafe ne Afrika'dir, 
Ne çin, 
Ne Hindistan, 
Ne seyyareler 
Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan. 
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir 
Birbirini anlamayan.














15 Eylül 2011 Perşembe

Başparmak ve işaret parmaği arasinda obje tutma - 9/2011

Michelangelo'nun "The Ceration of Adam" adli eserini bilirsiniz:


Resmin detayini inceleyince bir de ne gorelim:


Bu yukarida gordugunuz diger bir ana fiziksel gelisim asamasi da  isaret parmagi ile bas parmagi arasinda objeleri tutabilme becerisidir. Sampiyon bu beceriyi sekizinci ayini bitirince kazandi. Bu beceri parmak besinlerine gecebilmenin on kosulu olmasi bakimindan onemlidir. Yemek masasında özgür kalmak yolunda atılmış ilk adım oldugu icin de kayda degerdir :)

Dort dis daha eder alti - 9/15/2011

Oglusumuz nedense dis cikarma konusunda hep aceleci davraniyor. Alt iki disini tam alti aylikken cikarmisti. Datca tatili sirasinda da ust dort disini birden cikarmaya karar verince keyifleri biraz kacti oglusun. Geceleri deilksiz uyuyan oglusum bu surec boyunca geceleri cok uyanir oldu. Gunduzleri ise cok huzursuz ve istahsiz idi. Eline gecen her objeye, buna parmaklarimiz da dahil, hircinca saldirdi. Bolbol salya akitip, hep kulaklarini cekti. Tipik dis cikarma belirtileri yani. Doktorumuzun talimati dogrultusunda aksamlari ve gunduzleri oglusu biraz rahatlatmak amaci ile 1.2ml Baby Tylenol verdik. Uc gun suren bu zorlu macera dort tane incinin belirmesi ile simdilik son buldu.  Boylece Sampiyon  sekizinci ayinda alti tane dise sahip oldu.


Asagida referans olmasi bakimindan bebegin dis gelisimi semasi var. Gorunuse gore sirada alt yan iki inci var. 


3 Eylül 2011 Cumartesi

Sampiyon Cesme'de Bom Dede ile - 9/3/2011

Turkiye seyahatimizin asli amaci oglusu mumku oldugunca aile fertleri ile biraraya getirmek ve oglusun herkesle kaliteli zaman gecirmesini saglamak. Ilk olarak buyuk babaanne ile bulustuk. Izmir'den sonra Cesme'deki yazliga gittik. Buyuk babaannemiz - Cenkos'un deyimiyle "Bom Dede" - de bizimle kaldi uc gun.

Bom dedemiz Cumhuriyet'in ilk kadin ogretmenlerinden. Koy Enstutuleri'nde yillarca modern Turkiye'ye modern ve ileri goruslu bireyler yetistirmek icin Anadolu'nun heryerinde canla basla calismis. Kendisi ile ne kadar gurur duydugumuzu anlatamam. Gonul isterdi ki rahmetli Ethem Dedemiz de bizimle olsaydi. Oglusla nasil guzel anlasirlardi tahmin edebiliyorum.  Olsun dedemiz hep anilariyla bizimleydi. Onun hatirasini yad ettik.

Bom Dedemiz "sabah gunesim" diye sevdigi Cenkciginin oglusunu ne kadar sevdi tarif etmem imkansiz. Onunla guzel guzel konustu. Cenk'in bebekligini anlatti ona. Ethem Dedemizi anlatti. Oglus da ona bayildi.

Musti dedos ve babaanneler oglus ile ilgilenirken Cenk ve ben de Ege Denizi'nin serin sularinin keyfini cikardik.

Bu asamada oglus hala jetlagged vaziyette. Uykusu henuz duzene girmedi. Gun icerisinde mumkun oldugunca uyanik tutup bolbol gun isiginda kalmasini sagliyoruz. Ama yine de oglusu gunun en bicimsiz saatlerinde uykuya yenik dusmekten alikoyamiyoruz.

Asagida beraber gecirdigimiz gunlerden hatira fotograflar var. Bir de Ethem Dedemizle Cenkos'un bebeklik fotograflarini ekliyorum.















1 Eylül 2011 Perşembe

Babaannos ve Musti Dede ile tekrar bulusma - 9/1/2011


Veee yedi aylik bekleyis bittiiii!!! Sampiyon babaannesi ve Musti dedesine kavustu. Nermos ve Musti Sampiyon'u en son uc haftalikken gormuslerdi. Bu arada tabii hemen hemen hergun Skype araciligi ile konustular, gorduler birbirlerini. Ama hicbirsey dokunmanin, koklamanin, opmenin yerini tutamiyor tabii. Izmir havalimaninda bulusmalari muhtesem oldu. Dedos ve babaannos uzun uzun optuler kokladilar oglusu gorur gormez. Yedi ayin ozlemini gidermek o kadar da kolay degil hani :)

Izmir'de dedelerin yeni tasindiklari evlerinde oglus icin harika bir ortam hazirlanmis. Yatagi ve deniz manzarali odasi pek rahat oldu.


Oglus beklendigi uzere fena halde jetlagged oldu. Ilk gece sabaha kadar oynayip, sabah altiya dogru yani California saati ile uyku saatinde babasinin kucaginda uyuya kaldi. 


Ogleden sonra uyanir uyanmaz da dedos ve babaannos ile guzel guzel oyanmislar.Tabii o sirada Cenk ve ben gecenin ve yolculugun yorgunlugundan misil misil uyuyorduk.


Herkesin keyfi cok yerinde. Artik kendimizi once Cesme'de Ege'nin sonra da Datca'da Akdeniz'in sularina birakmak icin sabirsizlaniyoruz.