29 Haziran 2012 Cuma

10'a kadar sayalim - 6/29/2012

Oglus'a sayi saymayi ogretirken nedense kendimizce ust limit olarak 3'te karar kilmisiz. Dun aksam yatmadan once yine uce kadar sayma alistirmasi yaparken Sampiyon 3'ten sonra 4 deyiverdi. Ben de sonra 5 dedim; bakalim nereye kadar gidecek bu atisma diye merak ettim. Bizim Sampiyon bir ara 10'a kadar saymayi ogrenmis de haberimiz yok...

Ilk takla - 6/28/2012

Komik danslar yapisini kaydedelim derken ilk taklasini yakaladik kamera ile. Daha once jimnastik dersinde ve evde bizim yardimimizla taklalar yapmisti. Asagida ilk kez kendi basina takla atisini goreceksiniz.

28 Haziran 2012 Perşembe

Adamimin dogumgunu bugun - 6/28/2012

Canim babacim,

Nice yaslara, adamim. Kendine coook iyi bakman lazim. Sana daha coook uzun yillar boyunca ihtiyacim var. 

-Sampiyon

Bora: "Su yakisikliliga bak. I love you, man."

Bora: "Dayanamiyorum. Opujem!"

Kaptan kaba su bosaltmaliyim - 6/15/2012

En cok sevdigimiz oyunlardan birisi kaptan kaba itinayla su bosaltmak. Kimi zaman evin icinde kimi zaman bahcede oynuyoruz bu oyunu. Kaplarin rengi, sekli degisebiliyor ama oyunun prensibi hep ayni: bi miktar suyu defalarca kaplar arasinda transfer etmek; sonra da o suyu yere dokup yeni suyla transfere devam etmek...

" Keyfim cok yerinde. En sevdigim oyunu oynuyorum."


"Bu miktar su ile bitti ve yere doktum. Yeni su istiyoruuuuum!"

"Tekrar defalarca transfer yapiyim. Pembe kaptan, turuncu kaba, sonra tekrar pembeye. Sonra tekrar turuncuya....."

"Ohhh etrafi iyice islattim. Kucucuk bardaklarla oynayarak baya bi su harcamisim. Aferin bana!"

"Tisortum de iyice islandi. Oh be, cikarinca rahatladim. Hem edeleli vucudumu da gorsun herkes boylece."

   

27 Haziran 2012 Çarşamba

Oyun odasinda - 6/23/2012

Sampiyon icin alt kattaki odalardan birini oyun odasi olarak tasarladik. Yukaridaki odasi sadece uyku icin kullanilsin istedik. Bu sekilde daha rahat uyudugunu gozlemledik.

Yeni oyun odasini cok sevdi. Hic cikmak istemiyor oradan. Parka gitmeye bayilan cocuk bu aralar parka gider misin diye soruldugunda "No!" cevabini veriyor :)





 En cok da minik sandalyesine oturup "boyama" yapmayi seviyor. Pastel boyalari elinden hic birakmiyor.



Oyun odasi faaliyete gecince alt kattaki oyun parki da emekliye ayrilmis oldu. Sampiyon odasini cok sevince kendi kendine uzun sureler oyunlar oynamaya basladi. Asagidaki videoda hem oyun oynamasini hem de son haftalarda surekli yaptigi kelimeleri degisik seslerle soyleme komikligini goreceksiniz. Videoda soyledigi "dibade" kelimesini ilk konusmaya basladigindan beri soyluyor. Henuz ne oldugunu cozemedik. Sizin bir fikriniz var mi?

   

Onsekizinci Ay Kelimeler - 6/27/2012

Sampiyon son zamanlarda iyice geveze oldu. Hic ama hic susmuyor. Tanidigi hangi objeyi gorurse hemen isaret ederek objenin ismini soyleyip bana bakarak onay bekliyor.

Dun onsekizinci ay kontrolunde doktorumuz en az on kelime soyleyebiliyor mu diye sordu. Ben de bu sorunun uzerine merak edip Sampiyon'un dagarcigindaki kelimeleri bir listeleyim bakalim dedim.

Konusma bu yasta onemli bir gelisme asamasi oldugu icin, ileride de bana referans olmasi bakimindan detaylica yazmak istedim.  Simdilik aklima gelenler bunlar... Bazi kelimeleri cok guzel soylerken bazilarini "Sampiyonca" soyluyor.

BORA = BO

Hayvanlar
civciv = cici
maymun = maamuna
kedi = dedi
panda = manna
kurbaga = baa
ayi
tirtil = diidil
at

Hayvan sesleri
Miyav - kedi sesi
Meee - kuzu sesi
Mooo - inek sesi
Uhuh - kopek sesi
Huhaa - maymun sesi
cicicic - kus sesi
rooooor - aslan sesi
iiiii - at sesi

Objeler
balon
kaykay
bisiklet = bidide
kitap = dida
posta
lego = dedo
dergi = deedi
gozluk = doduk
araba  = aaba
kamyon = mammon
basket = baddee
basketbol = biciba
ayakkabi = abade
gitar = dida
lamba = lamma
sticker = titir
top = bobo
video = biyo
pencere = mennene
pecete = petete

Yiyecek/icecek
meyve = meeme
avokado = avodado
mango = manno
elma = emma
patates = patate
portakal = portata
mandalina
ekmek = emme
su = du
mama
yumurta = mimiida

Kisiler/Isimler
Anne
Annem
Baba
Babanne = nimanne
Anneanne
Dede
Adam
Baby = bebi
Didem = dide
Kennedy = neneni (arkadasi)
Jimmy = nimi (kkomsumuz)
Minnie (Mickey Fare'nin kiz arkadasi)
Maryo (Super Mario oyunundaki karakter)
Linda = didda ( Temizlik yardimcimiz)
Abuziddin = abudidi (Didemciim avakado diyen cocuk Abuziddin de der deri ve cocuga ogretti. Gercek hikaye!)
Lightning = nannin (Disney'in Cars filminin bas karakteri)
Mater = tate (Lightning'in en yakin arkadasi)

Hitap/seslenme/duygu
Aman
Allah allah
hi = hay
bye = bay
alo = abo
hello = halo
hayir = hayi
no
hayret = hayye
yay = yey (ingilizce sevinme nidasi)
wow = vav
uff
off
ay
yaa

Cok kelimeli
I don't know
I love you
Next note

Cevresindekiler
yildiz
aydede
bahce
park
agac
ates = ate
ev = ebi

Sayilar
bir = bii
iki = kii

Vucut ile ilgili
ayak = aya
pipi
popo
kaka = dada
meme

Eylemler
bici bici (banyo ve havuza girmek)
boyama
durdu
bitti
doydu
dustu

Run Bora Run - 6/20/2012

Evimizin sokaginin sonundaki Newport Coast Ilkokulu'na direk inen yaya yolunda yokus asagi kosmaya bayiliyor... Asagi kosarken durup okulun bahcesinde oynayan cocuklari gorunce cok heyecanlaniyor...

26 Haziran 2012 Salı

Jimnastik dersi partisi - 6/12/2012

Jimnastik dersinin donemsonu partisinden bir video...  Jimnastik dersinde ne mi oluyor? Maksat hareket etsinler, diger cocuklarla beraber olsunlar... En guzel yani ise mahallemizde yasayan pekcok anne ile tanisip guzel arkadasliklar kurmak...

24 Haziran 2012 Pazar

Muzik

Uzun zamandir bu konuda yazmak ve deneyimlerimi paylasmak istiyordum. Ancak vakit bulabildim. Biraz uzun oldu ama...

Ben ve Cenk icin hayatimizin vazgecilmez bir parcasi olmustur muzik... Ikimizin de cocuklugundan beri muzik ile cok guzel bir iliskisi oldu. Onbes yildir beraber yapmaktan en cok zevk aldigimiz sey en sevdigimiz sarkilari Cenk'in gitar ile calip benim soylemem olmustur. Tabi bu durumda Sampiyon da dogdugu gunden beri arka planda hep muzigin duyuldugu bir ortamda oldu.

Muzigin genc beyinleri ne kadar pozitif etkiledigini hep duyar ve okur idik. Bu yuzden de Sampiyon icin pasif dinleyici olmaktan cok daha muzik ile interaktif oldugu bir ortam yaratmak istedik. Sampiyon henuz formal muzik egitimi icin cok genc oldugundan oturu, onu sikmayacagina emin oldugumuz erken cocukluk donemi icin en uygun olan muzik programi Music Together'i kesfettik. Sampiyon bir yasina bastiktan sonra bu programa basladi. Music Together erken cocukluk icin arastirmaya dayali en uygun muzik programini yaratmis.

Program on haftalik somestrelerden olusuyor ve her somestrede yeni bir CD dagitiliyor. CDlerdeki sarkilarin hemen hemen tamami Music Together programi icin yazilmis orijinal sarkilar. Her CDnin bir kopyasi arabada, bir kopyasi evde caliniyor. Oglusun sarkilara verdigi tepki inanilmaz. En onemlisi ben ve Cenk sarkilara bayiliyoruz. Oglus CD her calmaya basladiginda aninda yaptigi isi birakip yuzunde kocaman bir gulumseme ile pur dikkat sarkilara konsantre oluyor ve ben soylerken dikkatle bana bakip agzi ile soylermis gibi yapiyor sarkilari. Oglusun ne zaman keyfi kacmis olsa, ne zaman morali bozuk olsa, ne zaman huysuz olsa bu CDlerden birini calmaya basladigimiz anda sanki sihirli bir degnek degmis gibi aninda ruh hali degisiyor. 

CDlerle birlikte sarkilarin nota ve akorlarinin yayinlanmis oldugu birer kitap da veriliyor. Evde mumkun oldugunca Cenk gitar ile sarkilari caliyor; beraber soyluyoruz. Oglusun buna ne kadar bayildigini anltamam.

Oglus bu aralar kopek dislerini cikarmakla ugrastigi icin bazi aksamlar cok huzursuz ve keyifsiz oluyor. Biz de  yatmadan once bu sarkilari aciyoruz. Yine sihirli bir degnek degmis gibi oglus bir anda rahatliyor ve cok rahat uykuya dalabiliyor.

Ne sansliyiz ki bu programin uygulamasi evimizden  yuruyerek bes dakika mesafedeki Newport Coast Community Center'da verilen dersler arasinda. Dersler haftada bir kere ve kirkbes dakika suruyor. Derslerde uygulanan en onemli prensip "yetiskin katilimi". Cocuklar tamamen ozgur birakiliyor ama yetiskinler egitmenin direktifleri dogrultusunda sarkilara gerek dans ederek, gerek el ve yuz mimikleri ile eslik ederek cocuklara "ornek oluyorlar". Cunku bu evrede cocuklarin ogrenme sekli cevrelerindeki yetiskinleri taklit ederek.

Oglus ilk haftalarda derslere cok ilgi gostermiyordu. Butun ders boyunca cikis kapisinda disari cikmayi bekliyordu. Ben de buna aldirmadan sarkilari soyleyip, dans ediyordum. Derslere bizden daha uzun suredir gelen annelerle ve egitmen ile bu konuyu konustugumda hepsinden aldigim oneri sabretmem ve oglusu duzenli olarak derslere getirmem idi. Bana soylediklerine gore oglus sarkilari iyice ogrenip tanimaya baslayinca ve beni gorup taklit etmek istedikce cok daha keyif almaya baslayacak ve derslerde aktif katilimci olacakti. Nitekim zamanla aynen oyle oldu. Son zamanalrda benim ve oglusun dortgozle bekledigi bir aktivite haline geldi dersler. Derse gitmek icin oglusu arabasina oturturken "Muzik dersine gidiyoruz" dedigimde kendine ozgu "Yey"  deyimi ile hevesini belli ediyor. CDler zaten hep evde ve arabada caliyor.

Yine bu derslerin pozitif etkilerinden bir tanesinden bahsetmem lazim. Derste her hafta enstrumental bir parcaya eslik etmeleri icin cocuklara minik enstrumantlar dagitiyor egitmen. Muzik bitince de bu enstrumanlarin cocuklar tarafindan kutuya geri koyulmalari gerekiyor. Tabii baslarda bizim icin cok zor oluyordu onlardan ayrilmak. Toplama zamani geldiginde egitmen hep ayni melodi ile "Say bye bye. Bye bye instruments." sarkisini soyluyor. Sampiyon gecen haftaki derste muzik biter bitmez enstruman kutusuna yonelip  henuz egitmen "bye bye" sarkisini soylemeden elindeki enstrumanlari kendi kendine ayni melodi ile "bye bye" sarkisini yuksek sesle soyleyerek kutuya atmaya basladi. Basta egitmen olmak uzere butun sinif buna bayildi. Hatta egitmenimiz "Nice singing, Bora" diyerek oglusa iltifat bile etti. Benim zihnimde de bu olay uzerine  hemen bir ampul yandi. O gunden beri oglus sevdigi bir aktiviteyi veya objeyi birakmasi gerekirken israrla birakmak istemezse ayni melodile ile mesela  "say bye bye. bye bye havuz" sarkisini soyledigim anda israri kesiliyor ve el sallayarak mutlu bir sekilde ayrilabiliyor. Uykuya giderken de ayni melodi ile "biz uyumaya gidiyoruz" dedigim zaman hic karsi koymadan odasina gidiyor. Son derece mucizevi bir olay bence bu.

( Music Together sarki ornekleri dinlemek isterseniz bu linke tiklayabilirsiniz.)

Muzik egitiminden konu acilmisken bir de son derece begendigim bir DVDden bahsedecegim. Ama once biraz background bilgi vereyim: Amerikan Pediatristler Dernegi iki yasindan once cocuklara kesinlikle televizyon izletilmemesini oneriyor. Cunku arastirmalara gore erken gelisim evresinde cok televizyon izlenimi cocuklarin beyin gelisimini yavaslatabiliyor. Bu oneri dogrultusunda yaptigimiz arastirmalar ve saatler boyu okumalar sonucunda bizim bu konudaki kararimiz kontrollu bir sekilde yasina gore hazirlanmis bazi programlari izlemesinin faydali oldugu yonunde sekillendi. Bu baglamda sadece birkac populer cocuk sarkisi kliplerini ve muzik egitimi DVDsi olan Trebellina'yi izlemesine izin var. Trebellina DVDsi notalari, muzik konseptlerini, sesleri, muzik enstrumanlarini en basit sekliyle Bora'nin yas grubundaki cocuklara ogreten harika bir program. Oglus tek kelimeyle bayiliyor bu programa. Her izleyisinde notalari tek tek yuksek sesle tekrar ediyor. Hatta gecen gun "DO" sesinden sonra "RE" sesi soylenmeden kendisi "RE" notasini soyledi. Tam anlamiyla bayildim! Baska bir gun de programda "Tef" enstrumani tanitilirken kosarak gidip oyun odasindan kendi tefini alip programda gosterildigi gibi calmayi taklit etti.

(Trebellina DVDsinden ornek bir klip gormek isterseniz bu linke tiklayabilirsiniz.)

Bunlari niye yazdim? Yazdim cunku biz kendimizce anne-baba olarak muzik egitiminin onemini ve cocugumuzun gelisimdeki pozitif etkilerini bizzat yasayarak gozlemledigimize inaniyoruz. Ve bu deneyimlerimizi de heyecanla paylasmak istedik.

Yani diyecegim o ki eger cocugunuza erken yasta gelisim evresine uygun muzik egitimi vermek ve muzik sevgisi asilamak istiyorsaniz biz Music Together programini ve Trebellina DVDsini bes yildiz vererek siddetle oneriyoruz. Test edildi, onaylandi!

20 Haziran 2012 Çarşamba

19 Haziran 2012 Salı

1001 Surat Bora

"OMG, these rocks are the coolest things in the world."
"Nobody can take these from me. These are MINE!"
"Oh yeah! I am so cool holding these rocks."
"Oh no! I dropped my rocks.Those were my most favorite things in the world for ten seconds."

"Look, something else grabbed my attention."

"Alright, stop taking my photos!"
"I said STOP!"
"Okay okay I was kidding. "

"Oh no, I am upset again. Enough!"
"Give me the camera."
"So, you will not give up woman!"

"Then, I better smile at the camera."

" I know how cute I am."

Yine Instagram

Instagram programini kullanarak fotograflara farkli filtreler uygulayip modifiye etmek cok hosuma gidiyor bu aralar...


14 Haziran 2012 Perşembe

Legolar

Miriam'dan...


Gunun fotograflari

Cook keyif aliyor setin ustune cikip defalarca setin uzerinde bi saga bi sola yurumekten... En cok da magazin sepetinin icine kus yavrusu gibi oturmaya bayiliyor...





TOOOOOP

Bu toplari yanimiza almadan hicbir yere gidemiyoruz. Restoranda oturup yemek yerken bile kucaginda tutuyor.




Yeni kelimeler - 6/10/2012

Sampiyon basketbol oynamayi cok seviyor. Bu aralar sabahtan aksama kadar "BICIBA" yani basketbol sayiklar oldu. Gecen haftasonu Musti Dede ile konusurken keyfi cok yerindeydi. Asagidaki videoda Sampiyonca basket, basketbol ve babaanne kelimelerini duyacaksiniz.

 

Asagidaki videoda ise her soyledigimi nasil tekrar ettigini goreceksiniz. Cok tatli soyluyor herseyi minik papagan. Bu aralar uce kadar saymayi da ogrendi. Yalniz her zaman uce kadar saymiyor yaramaz. Ne zaman ki elimde kamera yoksa o zaman sayiveriyor :)

  Konu basketboldan acilmisken gecenlerde basketbol kortunda cektigim bir videoyu paylasayim dedim. Tatlim potanin altina kadar gidip basket atmaya calisiyor.             

12 Haziran 2012 Salı

Miriam'in objektifinden

Sampiyon'un ablasi sevgili Miriam'in asil isi profesyonel fotografcilik. Gecen gun aldi eline kamerasini bizim oglusu fotografladi... Ellerine saglik cok da guzel oldu fotograflar. Miriam'in diger calismalarini gormek isterseniz blogunu ziyaret etmenizi oneririm.








Akrobasi - 6/11/2012

Bu satirlari yazarken bizim dedoslar ve buyukannos ekibinin fotograflari gorunce neler diyeceklerini simdiden duyabiliyorum. Ama napiyim sandalye ve masanin ustundeki minik maymun halleri cok tatliydi. Fotograflarini cekip sizinle paylasmadan edemedim.

Sandalyeler, masa ve basket potasini kapsayan akrobasi setimizi gun boyunca birkac seans tekrarliyoruz. Bir sure sonra "hadi oglus artik yeter" dedigimde sandalyelere ve masaya "ba-bay" diyerek el salladiktan sonra halinin ustune oturup oyunlarina devam ediyor. Anladim ki kontrollu bir sekilde sistemininden tirmanma enerjisini attirinca oglus da rahatliyor ve biraz cildirdiktan sonra kendi rizasi ile baska bir aktiveteye geciyor. Boylece kimse mutsuz olmuyor.

"Annemin kalp atislari hizlanmistir simdi ben bu pozisyondayken ama hayret hic sesi cikmiyor. Hayirdir insallah!!!!"

"Basket potasina da yetisiyorum  buradan. Oley! Tehlikeyi ve heyecani iyice arttirdim. Hayret valla; kadinin hala sesi cikmiyor!!!"

"Azicik oturiyim da kadin biraz sakinlessin. Su oyuncakla oyniyomus gibi yapiyim,"

"Offf oturmaktan baydim. Biraz da masanin ustunde davul caliyim. Ama bunu yaparken ayaga kalkiyim ki daha heyecanli olsun."

"Biraz da en iyi arkadaslarim otursun sandalyelerde."

"Ooooh coook guzel oldu. Iki sandalye arasinda defalarca gidip geliyim."
"Bu oyuncak aslinda eglenceliymis. Biraz oturiyim bakalim."
 
"Annem yine "sanatsal" bi calisma yapiyor kendince. 'Farkinda degilim' pozumu veriyim." 

"Oh be rahatladim. Artik biraz da baska isler karistiriyim. Bu akrobasi baydi. Ama once masami siliyim. Temizlensin."

"Annem de artik rahat bir nefes alsin hem de 'ne guzel oglum sozumu dinliyor' zannedip sevinsin gariban.  Arada sozunu dinliyomus gibi yapiyorum ki aramiz bozulmasin. Hem iyi bi kadin. Onu cok uzmek de istemiyorum acikcasi. Bir saat sonra tekrar cikarim nasil olsa sandalyelerin tepesine."